Bodrum’da bu kış nasıl mı geçiyor? Hemen anlatayım.
Bu Bodrum’daki dördüncü kışım ve ilk defa böyle bir soğuk yaşıyorum burada. Çok normal üstü seviyede sert bir kış söz konusu ve hiç hazırlıklı değildik, değildim, hala da hazır olduğumdan emin değilim. Uyum sağlamaya çalışıyoruz ama bir yandan da uyum sağlamayı da kabul etmek istemediğimizden iki arada bir deredeyiz. Şömineler, sobalar, elektrikli ısıtıcılar, ateş yakılan tenekeler bu ara bizim bebeklerimiz, hepsini ayrı ayrı çok seviyoruz.
Bodrum çılgın kalabalıktan uzakta, ülke içinde minik pembe bir baloncuk olarak varlığını sürdürürken bunu, burayı yaşayabiliyor olmak çok güzel. Ben kışını ayrı seviyorum Bodrum’un, her yer daha benimmiş gibi hissediyorum. Yaz kalabalığında denk gelemeyeceğimiz insanlarla bir araya gelebiliyoruz. Genelde istediğimiz her yerde spontane gidip sandalye bulabiliyoruz. Temel rutinler gelişiyor, o rutinler bazen küçük bazen büyük sürprizlerle, heyecanlarla çeşnileniyor. Kendi insanların, kendi mekanların oluyor zamanla ve işte o zaman çok keyifli oluyor.
Bodrum’da benim bu kış en çok gittiğim, gittiğimde keyif aldığım bir kaç mekanı da şuraya bırakıyorum…
*Avlu Bistro Bar
Bebeğimiz, çiçeğimiz.
*Arka Pizza
Hamur işi dendiğinde hala favorimiz.
*Koyver Frencir
Rakı ve meze için kısa sürede vazgeçilmezimiz oldu.
*Babe
Şıklığı ve ferahlığı ile barlar sokağına güzel bir gündüz alternatifi.
*Moonlight
Çünkü Moonlight.
*Kule
Çizgisini asla bozmayan.
*Gekko
Geç saatler için güzel kokteyl, güzel müzik.
*Mesut Döner
Gece saat 3’te gelen taze ekmekleriyle gönülleri fetheder.
Bodrum’da kış demek inşaat demek, tadilat demek, restorasyon demek. Yollar, kaldırımlar, mekanlar, evler kırılıp yeniden yapılıyor. İstanbul’dan yeni gelenler ordaki kentsel dönüşüm çılgınlığı yanında buna hala kabul edilebilir deseler de bence keşke daha az, daha sessiz olsa.
Denize yakın olmak, gökyüzüne, bulutlara bu kadar yakın olmak çok güzel. Sabahları temiz uyanmak çok güzel. Koşturmacalar arasında kendine küçük sürprizler yaratabilmek çok güzel. Ben mesela şevket-i bostanlı bir ahtapot hayali kuruyordum uzun süredir, onu denedim ve çok beğendim. Denemek istediğim şeyler hanesine bir tik daha atıldı. Başka bir arkadaş mesela kürek deniyor, bir başkası direk dansı, bir başkası seramik… Bodrum sana imkan, zaman, seçenek veriyor kendini güzelleştirmen, geliştirmen için.
Kış Bodrum’unda belli zümreler, arkadaş grupları oluyor. Belli şekilde yemek, içmek, eğlenmek isteyenler doğal olarak zaman zaman bazı yerlerde denk geliyorlar, geliyoruz. Bu tarz temasların da ayrı hastasıyız, denk gelebilmek çok büyük lüks. Bir yere gidiyorsunuz, orada da az çok sizin gibi birileri var, ayrı ayrı eğlenecekken beraber eğleniyorsunuz. Evrene yayılan eğlence enerjisinin yoğunluğu artıyor.
Bütün Bodrum alkolü çok seviyor. Gerçekten bütün Bodrum şarap diye, rakı diye kuduruyoruz. Bir gün içmesek ertesi gün acısını çıkartıyoruz. İçerken de ama en güzelini yiyoruz ne yiyorsak, neyin en güzeli nerde yenir onu da bilip ona göre gidiyoruz. Kokoreç, pide, çerkes tavuğu, kalamar, mücver, otlu börek, mantı, ciğer, sosis… Hepsi için özel yerlerimiz var. Bodrum’da keyfimizde oluyor genelde kontrol. Bu durumdan da çok mutluyuz.
Ben Bodrum’da yaşanan mevsimler arasında şu daha iyi diye bir tercih yapamıyorum çünkü hepsinin kendine has çok güzel yanları var. Bodrum kışı önceki yıllarda olduğu gibi yine mis. Evet yaşamı olumsuz yönde etkileyen bir soğuk, yağış, rüzgar söz konusu ama okey. Bodrum’un güzelliğini, burada olmanın mutluluğunu gölgeleyebilecek büyüklükte değil hiç bir şey.
Teşekkür ederim.